2. Bölüm - Darwinistler Sahtekarlıklarla Dünyayı Aldattılar 5/5
SAHTE BİR DİN:
DARWINİZM
Darwinizm'in
tarihini incelediğimizde karşımıza çıkan çok açık gerçekler vardır:
o Darwinizm bilimsel olarak ispat edilmemiş, tam
tersine bilimsel delillerle yalanlanmıştır.
o İşte bu nedenle Darwinizm sahtekarlıkla ayakta
tutulmaya çalışılmıştır.
o Darwinist sahtekarlıklar Darwinist bilim
adamları tarafından görmezden gelinmiştir.
o Sahte fosiller, sahte oldukları deşifre edildikten
sonra bile yıllarca müzelerde evrim delili olarak sergilenmiştir.
o Darwinist bilim adamları, sahtekarlıkların
gerçek yüzünü bilmelerine rağmen, öğrencilerine tüm bunları evrimi ispat eden
bilimsel delil gibi okutmuşlardır.
o Darwinizm'i yalanlayan, yaratılışı ispat eden
bilimsel gerçekler Darwinist bilim adamları tarafından gizlenmeye
çalışılmıştır. Fosillerin saklanması bunun en büyük delilidir.
o Darwinizm kitlelere insanın yalnızca bir hayvan
olduğu mesajını vermeye çalışmış, bunun için sahte embriyo çizimleri yapmakta
sakınca görmemiştir.
o Darwinizm, canlıları üstün bir Yaratıcı'nın
yarattığı gerçeğini reddedebilmek için tesadüflerin sözde mucizeler meydana
getirdiğine insanları inandırmaya çalışmıştır. (Allah'ı tenzih ederiz.)
Yeryüzü muhteşem yaratılış delilleriyle doludur.
Peki sahtekarlığa
kadar giden bu şaşırtıcı gayretin sebebi nedir? Acaba Darwinistler bilimsel
gerçeklerin sunduğu doğruları kabul etmek ve Darwinizm'den vazgeçmek yerine
neden böyle zor bir yola girmişlerdir? Bilimsel olarak evrim teorisinin
delillendirilemediği açık bir gerçek olmasına rağmen, acaba neden bu teoriye
doğrulanmış izlenimi vermeye çalışmakta ve neden propaganda, sahtekarlık ve
aldatmacalara bu kadar zaman ve emek harcamaktadırlar? Darwinist bilim adamları
küçük duruma düşeceklerini, sahtekar bilineceklerini bile bile acaba neden
ısrarla evrim uğruna yalanlar üretmiş ve bunları okullarda okutmuşlardır?
Tüm bunların tek
bir cevabı vardır: Darwinizm bilim değildir. Darwinizm sapkın bir dindir. Boş
ve batıl bir inanç sistemidir. Sahtekarlık üzerine kurulu bir ideolojidir.
Darwinistlerin, tüm bu gayretinin sebebi de bu sapkın dine olan körü körüne
bağlılıkları ve batıl inançlarını var güçleriyle ayakta tutma arzusudur.
Darwinistlere göre bunun için gereken her şey yapılmalıdır. Eğer bu batıl din
terk edilirse, Darwinistler, tüm varlıkları Allah'ın yarattığı gerçeğini kabul
edecekler ve sahte dinlerini terk etmiş olacaklardır. Bu durum, çarpık
Darwinist beyinler için asla kabul edilemezdir. Oysa Allah'ın varlığına ve
birliğine iman ve Allah sevgisi insanlar için büyük bir sevinç vesilesidir.
Allah'a iman kişinin aklını ve kavrama gücünü kat kat arttıran, ruhunu müthiş
derinleştiren büyük bir nimettir. Darwinistlerin kendi düşük akıllarınca
Allah'ın apaçık olan varlığını inkar etmek için başvurdukları yöntemler ise
onları yalnızca zavallılığa, amaçsızlığa, sahtekarlığa ve mantıksızlığa
sürüklemektedir.
İşte 150 yıldır
Darwinizm adına süregelen yalanların, sahte fosillerin, sahte çizimlerin,
yapıştırma kelebek fotoğraflarının, sahte embriyo şemalarının, bilimsel değeri
olmayan sahte rekonstrüksiyonların, 70 yıl boyunca gizlenen Kambriyen
canlılarının, 40 yıl boyunca sergilenen sahte kafataslarının, bazı okul
kitaplarında yerini hala koruyan sahtekarlıkların kökeni budur. Batıl evrim
dininin bağlıları, bu sahte dini yaşatmak için bilimi değil sahtekarlığı
kullanmayı tercih ederler. Darwinist bilim adamları arasında, sessiz ama büyük
bir ittifakla bu sahtekarlık sürdürülmektedir. Fransız biyolog Darwinist Pierre
Paul Grasse, bu gerçeği şu şekilde itiraf etmektedir:
Bu aldatmaca bazen
bilinçsiz olarak gerçekleşir, ama her zaman değil. Çünkü bazı insanlar,
mezhepçiliklerinden dolayı, kasıtlı olarak gerçekleri görmezden gelirler ve
kendi inançlarının yetersizliği ve yanlışlığı bilgisini reddederler.106
Darwinist Pierre
Paul Grasse'nin bu itirafı Darwinist çevreler arasında olup biten bir gizli
anlaşmayı ifade eder niteliktedir. Deccal sistemine göre Darwinizm hiçbir
şekilde reddedilemeyeceği için, sahtekarlıklara, aldatmacalara ve yalana göz
yumulmalıdır.
Darwinistler, kimi
zaman Darwinizm'i din olarak benimsedikleri gerçeğini de itiraf ederler. Buna
verilebilecek birkaç örnek şöyledir
(Allah'ı tenzih ederiz):
"Bir kişi, ancak o görüş ateizmden ayırt
edilemezse, evrimle uyuşan bir dini görüşe sahip olabilir."107 Evrim biyoloğu ve genetikçi ateist Will
Provine.
"Evrim ... ateistlerin kendi varlıklarını
korumalarına yardımcı olur ve onların yaratıcısız bir evrim 'dini' ile uyum
içindedir."108 Evrim biyoloğu ateist Richard Dawkins.
"Aslında
evrim bir bakıma bilimsel din haline geldi. Neredeyse bütün bilim adamları bunu
kabul ediyorlar ve bunların pek çoğu kendi gözlemlerini buna uydurma 'eğilimi'
içinde olmaya hazırlar."109 Manchester Üniversitesi Fizik profesörü Darwinist
H. S. Lipson.
"Benim 40 yıldan fazla bir zamandır devam
eden evrimi deney ile gösterme girişimlerim tam anlamıyla başarısızlıkla
sonuçlandı... Evrim fikri yalnızca inanca dayanmaktadır!"110 Tüm kariyerini canlılar arasında sözde
yapay olarak evrimleşme gerçekleştirebilmek için harcayan Lund Üniversitesi'nden
tanınmış bilim adamı Heribert Nilsson.
"Doğal seleksiyon kanunları, iddia ediyorum
ki, bilim değildir. Bu bir ideolojidir, üstelik kötü bir ideolojidir ve bizim
yaşamın tarihini açıklıkla anlayabilme yeteneğimizin önüne geçer. Tıpkı
birbirimize tolerans ile bakma yeteneğimizin önüne geçtiği gibi."111 İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü'nden
yer bilimleri uzmanı Darwinist Kenneth Hsü.
"Beni bunun şahidi, bu konunun avukatı gibi
görseler ve bana şunu sorsalar 'Dr. Dawkins, evrime olan inancınız, evrim üzerine
çalışmalarınız sizi ateizme mi döndürdü?' diye. Buna 'evet' demek zorunda
kalırım. ... Benim gibi insanlar evrim lobisi için kötü haber gibidirler. Oysa
ben bu konuda, bu alanda konuşan kişilerin hepsinden çok daha açık
sözlüyüm."112 Richard Dawkins.
Dünyaca tanınmış
Darwinistlerin bu itirafları, kuşkusuz önemli bir gerçeğe işaret etmektedir.
Darwinistler, savundukları ideolojinin bir yalan olduğunu bile bile, ortak,
sessiz bir dil kullanarak, bu sahtekarlığı hep beraber devam ettirmektedirler.
Zaman zaman yaptıkları itiraf niteliğindeki açıklamalar da, batıl Darwinizm
dinine bağlılıkları açısından bir şey değiştirmemekte, bu sistem, 150 yıldır
olduğu gibi aynı şekilde devam etmektedir. Kasıtlı yapılmış sahtekarlıkların
arkası kesilmemekte, batıl Darwinizm dinini canlı tutmayı amaçlayan bu yalanlar
sona ermemektedir.
1998 yılında
ölen ve tüm yaşantısını bu sahte teorinin tarafgirliğini yaparak geçirmiş olan
İngiltere Doğa Tarih Müzesinin kıdemli paleontoloğu Colin Patterson'un
aşağıdaki itirafı, Darwinistlerin içinde bulunduğu aldatmacayı görebilmek
açısından düşündürücüdür.
On yıldan fazla
bir zamandır, evrim üzerine çalışma yaptığımı düşündüm... (Ama) Bununla ilgili
tek bir şey bile bilmiyordum... Son birkaç hafta boyunca çeşitli insanlara ve
çeşitli gruplara basit bir soru yöneltmeyi denedim. Soru şuydu: 'Evrim hakkında
doğru olan bildiğiniz bir şey, herhangi bir şey söyleyebilirmisiniz?' Bu soruyu
Field Doğa Tarih Müzesi'nin jeoloji personeline de sordum ve aldığım tek cevap
derin bir sessizlikti. Aynı soruyu, evrimin en prestijli kesimi olan Chicago
Üniversitesi Evolutionary Morphology Seminar'ın (Evrimsel Morfoloji Semineri)
üyelerine de sordum ve aldığım cevap yine uzun bir sessizlikti. Sonunda
aralarından biri şu cevabı verdi: "Evet ben bir şey biliyorum - bunun
liselerde okutulmaması gerekiyor."113
Colin
Patterson'un bu itirafı, Darwinistlerin açıkça bildikleri bir gerçeği yaşamları
boyunca saklamakta ve bir yalanın peşinden gitmekte hiçbir sakınca
görmediklerini açıkça ortaya koymaktadır. Evrim teorisinin bir yalan olduğu
aslında tüm bilim çevreleri tarafından bilinmektedir. Evrimin, beyinleri
yıkamak amacıyla okullarda okutulmaya devam ettiğinin, evrim hakkında çıkan tüm
haberlerin aldatmaca olduğunun, yapılan konferansların, çıkan kitapların, evrim
yanlısı sayısız derginin aslında propaganda amacını taşıdığının hepsi
farkındadır. Darwinistlerin her biri, doğa tarihi müzelerinde sergilenen
fosillerin evrime hiçbir delil sunmadığını bilmektedirler. "Evrime yeni
bir delil bulundu" haberlerinin uydurma, dergilerde ve gazetelerde çıkan
evrim çizimlerinin ise sahte olduğunun farkındadırlar. Ama tüm bunlardan
habersizmiş gibi davranırlar. Birbirlerine bu sahtekarlıkları anlatırken
akademik konuşmalar yapıyor görünümü vermeye çalışırlar. Ama aslında hepsi,
uydurma ve sahte bir ideolojinin destekçiliğini yaptıklarını bilmektedirler.
Bugün Darwinist diktatörlüğün denetiminde sahte bilgilerle dolu olan yüzlerce evrim kitabı piyasadadır.
Bütün bunların
sebebi, evrimin bir inanç sistemi, sapkın bir din olmasıdır. Evrimin
bilimsellikle ilgisi yoktur. Darwinizm, deccalin savaşının bir gereği olarak
savunulmaktadır. Darwinizm'i savunan tüm bilim adamları, aslında farkında
olmaksızın deccalin idaresindedirler.
Florida State
Üniversitesi'nden felsefe profesörü Darwinist Michael Ruse, batıl Darwinizm
dinini şöyle tanımlar:
Evrim,
savunucuları tarafından bir bilim olmaktan çok daha ötesi olarak desteklendi.
Evrim bir ideoloji, seküler bir din olarak ilan edildi - anlam ve ahlak olarak
Hıristiyanlığa alternatif olan mükellef bir din olarak... Evrim bir dindir. Bu
başlangıçtaki evrimde de bu şekildedir ve bugünkü evrimde de hala bu
şekildedir.114
Amerikalı
astronom, fizikçi ve kozmolog Robert Jastrow ise, Darwinistlerin körükörüne
Darwinizm'e bağlı olmaları hakkında şunları söylemektedir:
Belki de
yeryüzündeki yaşamın ortaya çıkışı bir mucizedir. Bilim adamları bu görüşü
kabul etme isteğindedirler, ama seçenekleri kısıtlıdır. Ya yaşam, bilimsel
anlayışın dışında bir varlığın isteği ile yeryüzünde yaratılmıştır ya da bizim
gezegenimiz üzerindeki cansız maddelerde meydana gelen kimyasal reaksiyonlar
yoluyla kendi kendine meydana gelmiştir.
Birinci düşünce
hayatın kökeni konusunu bilimsel araştırmaların ötesine yöneltir. Bu, bilim
kanunlarından münezzeh olan Yüce Varlık'ın gücüne olan inancın ifadesidir.
İkinci teori de bir inanç hareketidir. Bu inanç hareketi ise yaşamın kökeninin
bilimsel görüşünün doğru olduğu üzerine kuruludur. Fakat bu inancı
destekleyecek hiçbir somut delil olmadan.115
Robert
Jastrow'un bu satırlarda dile getirdiği gibi Darwinizm bir inanç olarak kabul
görmektedir, ama bu batıl bir inançtır ve bilimsel hiçbir bulguyla
desteklenmemektedir. Darwinizm'i; bilimsel görüşün ortaya koyduğu tek seçenek,
yaratılış gerçeğini ise bilimin ötesinde bir inanış olarak görmek ise
materyalist düşünce yapısının bir yanılgısı ve yalanıdır. Bilimin gösterdiği
gerçek yaratılıştır. Canlılığın üstün ve kudret sahibi bir Aklın, yani Yüce
Allah'ın eseri olduğu bilimsel bulgularla bir kez daha teyit edilmiştir.
Darwinizm'in iddiaları ise bilimin tüm dalları tarafından yalanlanmıştır.
Dolayısıyla bilime inanan bir kimsenin Darwinizm'i savunması gerektiği
düşüncesi gerçeklerle bağdaşmayan ciddi bir yanılgıdır.
İnsanların yıllar boyu çektiği acı ve zulmün kökeni, komünizm, kapitalizm, faşizm gibi çarpık ideolojilerin tamamının kaynağı Darwinizm'dir.
Darwinizm'in bir
bilim değil, batıl bir din olduğunun bilinmesi ve anlaşılması kuşkusuz çok
önemlidir. Böylece, öncelikle Darwinizm'in dünyayı aldatmasının ideolojik bir sebebi
olduğu anlaşılır. Teorinin ortaya atılışından bu yana Darwinizm adına yapılmış
her çalışma, bu yönde atılmış her adım, aldatılan her insan, Darwinizm
ideolojisinin bir parçası olmuştur. Darwinizm'in ders kitaplarında yer alması,
tüm dünyaya yayılması, neredeyse tüm bilimsel dergilerin, gazetelerin ve
televizyon programlarının tek konusu olması herhangi bir olay değildir. Bu
durum aslında son derece tehlikelidir. İnsanlar, bu batıl dinin etkisiyle
birbirlerini adeta hayvan gibi görmekte, güçlünün zayıfı ezmesini kendilerince
makul karşılamakta, insanı Allah'a karşı hiçbir sorumluluğu olmayan, tesadüfen
oluşmuş bir varlık olarak algılamaya başlamaktadırlar. Batıl Darwinizm dininin
etkisiyle ortaya çıkan savaşlar, işgaller, çatışmalar; komünizm, kapitalizm,
faşizm gibi çarpık ideolojiler; dünyanın pek çok ülkesinde halen devam eden
anarşi ve terör bu tehlikenin boyutlarını açıkça göstermektedir.
Yıllarca dünyaya zulüm yayan Darwinist düşünce hala insanlık için bir tehdittir. Yaşanan acılar ancak sapkın Darwinist fikir sisteminin tamamen yok edilmesi ile son bulacaktır.
Unutmamak
gerekir ki, Darwinizm'in sürekli telkin edilmesi ve tüm dünyada etkin kılınmaya
çalışılması, Allah inancına karşı yürütülen bir mücadeledir. Bu sapkın ideoloji
insanı Allah'a karşı tüm sorumluluklardan uzaklaştırmak ve ahireti unutturmak
amacını taşımaktadır. Kendince Allah'a karşı sorumsuz olduğunu zanneden ve
ahirete inanmayan bir insanın da kuşkusuz ki başkalarına zulmetmesi,
diğerlerini acımasızca ezmesi, güçlü olmak için her türlü kötülüğü kendi
aklınca meşru sayması, bencil olması, çatışmayı ilerlemenin yolu olarak gördüğü
için savaşları teşvik etmesi, kitleleri yok etmesi, farklı etnik kökenlere karşı
soykırım uygulaması şaşırtıcı değildir. Bugün henüz lise çağındaki gençler
bile, ellerine silah alarak yaptıkları okul baskınlarında, onlarca kişiyi
kurşuna dizerken, Darwinist mantığın zihinlerini nasıl zehirlediğini
açıklamakta sakınca görmemektedirler. Karşılarındakini "elenmesi"
gereken bir hayvan olarak gördüklerini saklamamaktadırlar. Batıl Darwinizm
dini, işte böyle dehşetli ve tahrip edici bir inançtır.
Dolayısıyla
batıl Darwinizm dinini ve Darwinizm'in dünyayı aldatışını incelerken, bu
gerçekleri unutmamak gerekmektedir. Darwinistlerin dünyayı aldatırken
kullandıkları sinsi yöntemlerin bilimsellikle, kanıtlanması gereken herhangi
bir bilimsel teori ile ilgisi olmadığını dikkate almak gerekmektedir. Batıl
Darwinizm dininin, nüfus planlaması için açlık, hastalık ve savaşların
gerekliliğini savunan Malthus'un fikirlerinden etkilenerek şekil aldığını, tüm
hasta ve sakatların öldürülmesini öngören öjeni fikrinin temeli olduğunu,
kitleleri ölüme sürükleyen faşist ve komünist diktatörlerin temel dayanağını
oluşturduğunu, I. ve II. Dünya Savaşları'nda on milyonlarca insanın hayatını
kaybetmesine neden olduğunu ve şu anda tüm dünyada ve özellikle ülkemizde
süregelen terör belasının beslendiği tek kaynak olduğunu unutmamak
gerekmektedir. Bugün dünyada var olan tüm kargaşaların, din ahlakına karşı
yürütülen eylemlerin, komünist ve faşist akımların, saldırı, katliam ve terör
olaylarının da çıkış noktasının aynı mantık olduğu sürekli akılda tutulmalıdır.
Darwinizm, bilimsellik adıyla ortaya çıkmış masum bir teori değil; kitleleri
dejenerasyona, dinsizliğe, sorumsuzluğa, savaşlara, öfke ve şiddete sürükleyen
çağımızın en büyük belalarından biridir.
Darwinist Eğitimin Getirdiği Felaket: Çocuk Katiller
Jokela Lisesi Katliamı:
7 Kasım 2007 tarihinde, 7 öğrenciyi ve 1 öğretmeni katleden, ardından da intihar eden 18 yaşındaki Pekka-Eric Auvinen, katliamı gerçekleştirmeden önce YouTube internet sitesine bıraktığı mesajda kendisini anti-sosyal bir sosyal Darwinist olarak tanımlıyor ve şunları söylüyordu: "Ben sadece doğal seleksiyona inanan bir anarşistim. İnsanlar doğal seleksiyonu tekrar uygulamaya sokmalı. Hayvanlar bu şekilde yaşıyor, insanlar da neden öyle yaşamasın ki, bizler de nihayet sadece hayvanlarız. Biz insanlar yeryüzündeki en kötü hayvanlarız... Bu yüzden [doğal seleksiyon] olmalı. Ne kadar erken olursa o kadar iyi. ... Kanun, sadece güçlü olanın fikridir... Bu yüzden hayatınızın kontrolünü ele almalı ve anarşist olmalısınız... Güçlü olanlar hayatta kalırken, zayıf olanlar ölmeliler. Bu, güçlü olanın hayatta kalmasıdır, doğal seleksiyondur. Hayvanlar sürekli olarak ölürler. Bir köpeği, başka bir köpek öldüğü için ağlarken görmezsiniz. İnsanlar da ölürler. Tepki, aynı şekilde olmalıdır. Bu sadece doğal birşeyden ibarettir, büyük veya önemli bir şey değildir. Kanun da yargılayıcı da benim. Benim üzerimde hiç bir otorite yok. Amacım için savaşmaya ve ölmeye hazırım. Doğal Seleksiyoncu olarak yeterli görmediğim, insanlığın yüzkaralarını, doğal seleksiyonun başarısızlıkları olan herkesi elimine edeceğim... ben farklıyım, bir adım daha evrimleştim." (Pecca-Eric Auvinen'e ait "My Philosopy" isimli video)
Columbine Lisesi Katliamı:
20 Nisan 1999 tarihinde ABD'nin Colorado eyaletinde Columbine Lisesi'nin iki öğrencisi, 18 yaşındaki Eric Harris ve 17 yaşındaki Dylan Klebold da okullarına silah ve bombalarla gitmişler, 12 öğrenciyi ve 1 öğretmeni 30 dakika içinde öldürdükten sonra intihar etmişlerdi. Saldırı anında Harris'in üzerindeki t-shirtte "Doğal Seleksiyon" yazıyordu. Saldırıdan sonra Harris'in evinde ele geçirilen yazıların çoğunda doğal seleksiyon ve üstünlük hislerinden söz ediliyordu. Haris ve Klebold, daha önce internete yükledikleri anlaşılan videolarında da sürekli olarak sözde "daha evrimleşmiş" olduklarından ve sözde "insanlığın üstünde" olmanın nasıl bir duygu olduğundan söz ediyorlardı.
Darwinizm, masum beyinleri, rahatlıkla bir canavara dönüştürebilmektedir. Solda, çocuk katillerin eski halleri, altta ise cinayet işlemeden hemen önceki halleri görülmektedir.
erinde ilgi çeken, pek de uzun yaşamayan bu canlılara söz konusu garip görünümü veren şey mutasyonlardır. Mutasyonlar, canlı organizmanın genlerini bozulmaya uğratmış, canlıya ait muhteşem simetriyi ortadan kaldırmış, onu yaşayamaz duruma getirmiştir. Ancak burada unutulmaması gereken şey mutasyonların da Allah'ın konrolünde gerçekleşen olaylar olduğudur. Allah yaratmasındaki mükemmelliği insanlara göstermek için böyle örnekler yaratmakta, yaratma sanatını göstermektedir.
Batıl Darwinizm
dininin savunucuları her ne kadar sahtekarlık üzerine bir yayılma politikası
izlerlerse izlesinler, Allah'ın üstün kudretine karşı mücadele içinde olan
herkes, mutlaka deşifre olacak ve yenilgiye uğrayacaktır. Şu anda da
Darwinistler, Darwinizm'in bu tarihi yıkılışına tanıklık etmekte ve bu durumu
esefle seyretmektedirler. Darwinistler, tüm gücün Allah'a ait olduğunu, tüm
tuzaklarının mutlaka bozulup yok olacağını tam olarak kavrayamamış olabilirler,
ancak Hakka karşı kurulmuş her batıl tuzak, mutlaka yerle bir olmaya
mahkumdur. Yüce Rabbimiz ayetinde bu
gerçeği şöyle bildirir:
Onlar (inanmayanlar)
bir düzen kurdular. Allah da (buna karşılık) bir düzen kurdu. Allah, düzen
kurucuların en hayırlısıdır. (Al-i İmran Suresi, 54)
Onlar (inanmayanlar) bir düzen kurdular. Allah da (buna karşılık) bir düzen kurdu. Allah, düzen kurucuların en hayırlısıdır.
(Al-i İmran Suresi, 54)
DİPNOTLAR
106. Pierre Paul Grasse, Evolution of Living Organisms, New York NY, Academic Press, s. 8 - Nicholas Comninellis, Creative Defense, Evidence Against Evolution, Master Books, 2001, s. 228
107. Will Provine, No Free Will, in Catching Up with the Vision, ed. by Margaret W. Rossiter (Chicago: University of Chicago Press, 1999), p. S123 - http://www.icr.org/home/resources/resources_tracts_scientificcaseagainstevolution/
108. Richard Dawkins, The Blind Watchmaker: Why The Evidence of Evolution Reveals a Universe Without Design, New York, NY, W. W. Norton, 1986, s. 6 - Nicholas Comninellis, Creative Defense, Evidence Against Evolution, Master Books, 2001, s. 228 (vurgu orijinaline aittir)
109. H. S. Lipson, "A Physicist Looks at Evolution", Physics Bulletin, vol. 31, 1980, s. 138 - Nicholas Comninellis, Creative Defense, Evidence Against Evolution, Master Books, 2001, s. 229
110. Nicholas Comninellis, Creative Defense, Evidence Against Evolution, Master Books, 2001, s. 230
111. Kenneth Hsü, "Is Darwinism Science?" Earthwatch, Mart 1989, s. 15 - Nicholas Comninellis, Creative Defense, Evidence Against Evolution, Master Books, 2001, s. 244
112. Ben Stein, Expelled "No Intelligence Allowed" belgesel film, 2008.
113. Hank Hanegraaff, Fatal Flaws "What Evolutionists Don't Want You To Know", W Publishing Group, 2003, s. 29-30
114. Michael Ruse, "Saving Darwinism from the Darwinians," National Post,13 Mayıs, 2000), s. B-3
http://www.icr.org/home/resources/resources_tracts_scientificcaseagainstevolution/
115. Robert Jastrow, "God's Creation", Science Digest, Özel Bahar Sayısı, 1980, s. 68 - Nicholas Comninellis, Creative Defense, Evidence Against Evolution, Master Books, 2001, s. 201
Yorumlar
Yorum Gönder