Sonuç Tüm Canlılığın Yaratıcısı Yüce Allah'tır
Darwinizm,
dünya tarihinin en mantık dışı, en akıl almaz batıl dinidir. Canlılığın her
detayında mükemmel bir düzen ve akıl olmasına rağmen, Darwinizm bunların
tümünün sözde bilinçsiz ve tesadüfi süreçlerin ürünü olduğu yorumunu yapar.
Protein, laboratuvarlarda bile tek başına üretilemeyecek son derece kompleks
yapıda bir moleküldür ve elektron mikroskobunun altında böylesine kompleks bir
yaşamın olması gerçek anlamda hayranlık uyandırıcıdır. Fakat Darwinizm bu
muazzam yaratılış karşısında dahi "tesadüfen oluştu" yorumunu yapar.
Canlılar birbirlerinden oldukça farklı özelliklerde ve niteliklerde
yaratılmışlardır ve sahip oldukları organ ve yapıların birbirlerine
dönüşmesinin imkansız olduğu açık ve reddedilemez bir şekilde ortaya çıkmıştır.
Fakat Darwinizm dünyadaki muazzam canlı çeşitliliğinin tek bir bakteriden
türediğini iddia eder. Darwinizm'in iddialarının gerçek olduğuna, canlıların
evrimleştiklerine dair tek bir tane bile delil bulunmamaktadır. Fakat buna
rağmen, Darwinist dergiler her hafta yeni bir sahte fosil yayınlamaktadır.
Yeryüzünde açık bir düzen ve ihtişam vardır. Fakat Darwinizm bütün bunların
sözde kaostan, karmaşa ve düzensizlikten kendi kendine, kör tesadüfler
neticesinde ortaya çıktığını iddia eder. Bu gerçekler göz önünde
bulundurulduğunda, Darwinizm'in dünya çapında kabulüne, akıllı bir insanın
herhangi bir mantık ve delil bulabilmesi imkansızdır.
Darwinist eğitim devam ederken, Darwinizm'in dünyaya getirdiği belaların son bulması oldukça zordur. |
Fakat
bu aldatmaca hedefine ulaşmıştır. Hadislerde deccalin fitnesinin bütün dünyayı
saracağı haber verilmiştir. Gerçekten de bütün dünya, deccali sistem olan
ateist masonluğun etkisiyle batıl bir sistemi, bilinçsizce, şuursuzca kabul
etmiştir. Her milletten, her inançtan çok sayıda insan, bu batıl sisteme uyum
gösterir hale gelmiştir. İnsanlar, böyle bir batıl dine uyum göstermenin
kendileri için nasıl bir açmaz oluşturacağını tahmin edememişlerdir. Pek çoğu
bu teoriyi, gerçekten de bilimsel zannetmiş, bunu herhangi bir teori olarak
görmüş, bunun kendi dünyaları, kendi gelecekleri için ne kadar büyük tehlikeler
içerdiğini anlamamışlardır. Öngörülü davranamamış, insanın sözde evrimleşmiş
bir hayvan olduğunu iddia eden bir yalanın, insanlar, toplumlar, devletler
üzerinde nasıl tahrip edici bir etki oluşturacağını önceden görememişlerdir.
Sapkın bir fikir sisteminin her yandan kendilerini sarıp kuşattığını,
çocuklarını, ülkelerini, yaşadıkları ortamı olumsuz etkilediğini fark
edememişlerdir. Bu sapkın fikir sisteminin; etraflarındaki saldırıların,
katliamların, cinayetlerin, hırsızlıkların, ahlaksızlığın, dejenerasyonun, anarşizmin,
savaşların, terörün temel sebebini oluşturduğunu ve gitgide bu bataklığın içine
battıklarını anlayamamışlardır. Çocuklarına Darwinizm'i öğretmenin, onları kötü
ahlaklı, isyankar, dejenere hale getireceğini, insani vasıflardan
uzaklaştıracağını düşünememişlerdir. Deccali sistem olan ateist masonluk, o
kadar sinsi bir şekilde yaklaşmış, o kadar büyük bir oyun oynamıştır ki,
insanların büyük çoğunluğu farkında olmadan, başlarına ne geleceğini bilmeden
bu oyunun esiri olmuşlardır. Şu an dünyanın içinde bulunduğu durum, bu gafletin
ve Darwinizm belasına karşı gösterilen bu umursuzluğun sonucudur.
İnsanların
büyük kısmının farkında olarak veya olmadan deccalin savunduğu yaşam tarzına
uymalarının, deccaliyetin dediklerini yapmalarının kuşkusuz çok zarar verici
sonuçları olmuştur. Deccalin batıl dinine tabi olmak, Allah'ın razı olduğu
güzel ahlaktan, Rabbimiz'in hoşnutluğundan uzaklaşmak anlamına gelir. Dünyanın
geniş bir kesiminde Kuran ahlakına uygun olmayan bir yaşam sürdürülmesinin
temel sebebi budur. Allah Kuran'da, insanların birbirlerine iyiliği emredip
kötülükten men etmelerini öğütler. Bugün dünyanın pek çok yerinde bu büyük
sorumluluk yerine getirilmemekte, tam tersine insanlar hep kötü olana doğru
yönlendirilmektedir. Allah, insanları bencillikten, cimrilikten, nankörlükten,
vefasızlıktan, menfaat düşkünlüğünden, harama girmekten, kıskançlık, kötü söz
söylemekten ve adaletsizlikten, israftan, gurur, büyüklenme ve öfkeden
sakındırmıştır. Şu anda ise pek çok toplumda bu ahlak anlayışının tam tersi yaşanmaktadır.
Kuran'a uyan Müslümanlar arasında karşındakinin nefsini kendi nefsinden önde
tutmak, ona her konuda mutlaka öncelik vermek esastır. Fakat şu an insanların
büyük bir kısmı yalnızca kendi menfaatlerini gözetmekte ve bu uğurda çok küçük
düşürücü tavırlara dahi tenezzül etmektedir. Kuran'a göre haksız yere bir can
almak haramdır. Şu anda ise işlenen cinayetlerin sayısı hayret uyandıracak
kadar fazladır. Kuran'a göre herkes bir diğerinin hakkını gözetmekle
yükümlüdür.Oysa şu an dünyanın pek çok ülkesinde sistem, insanların
birbirlerinin hakkını elinden alma, birbirlerini aldatma sistemi üzerine
kurulmuştur. Kuran'a göre malın ihtiyaç olandan fazlası yoksul olana verilir.
Yine dünyanın pek çok ülkesinde şu anki sistemde yoksul sürekli daha da fazla sömürülmekte,
adeta yok edilmeye çalışılmakta, zengin olan ise daha fazla mala sahip
olabilmek için hırs yapmaktadır.
Tüm dünyada kardeşliğin, sevginin, barışın yaşanması ancak Kuran ahlakının yaşanması ile mümkün olabilir. |
Allah'ın
Kuran'da belirttiği ahlakın tam tersinin yaşanması, deccalin kurduğu sistemin
bir sonucudur. İnsanların büyük çoğunluğu, deccalin sistemine uymalarının bir
sonucu olarak ferahlık içinde yaşayabilecekken yaşayamamakta, mutlu
olabilecekken olamamakta, nimetlere kavuşabilecekken bereketsizlik içinde
yaşamaktadırlar. Deccalin sistemi insanlar için büyük bir kabus, bir bela
olmuştur.
Fakat
deccaliyet artık fikren ölmüştür. Ateist masonların tüm oyunları ortaya
çıkarılmış, yok edilmiştir. Deccaliyetin ayakta durup tutunacağı hiçbir dal
kalmamıştır. İnsanları artık daha fazla aldatamamakta, Darwinizm aldatmacasına
kimseyi inandıramamaktadır.
Bunu
Allah'ın izniyle gelecekte de yapamayacaktır. Çünkü Allah'ın vaadine göre
batıl, mutlaka yok olup gitmeye mahkumdur.
Allah, bu düzeni insanların Allah'ın kadrini gereği gibi takdir
edebilmesi, hak olanı açıkça görebilmeleri için yaratmıştır. Yoksa kuşkusuz,
deccal sistemini ortadan kaldırmak ve Kuran ahlakını tüm dünyaya hakim kılmak
için Allah'ın "Ol" emri yeterlidir. Deccal, kendi tuzağını büyük ve
güçlü sanmıştır. Oysa Allah'ın tuzağı karşısında hüsrana uğramıştır. Alemlerin
Rabbi olan Allah ayetlerinde şöyle bildirir:
Eğer o
ülkeler halkı inansalardı ve korkup-sakınsalardı, gerçekten üzerlerine hem
gökten, hem yerden (sayısız) bolluklar (bereketler) açardık; ancak onlar
yalanladılar, Biz de onları kazanageldikleri nedeniyle yakalayıverdik.
O ülkeler
halkı, geceleri uyurken, onlara zorlu azabımızın gelmeyeceğinden güvende
miydiler?
Ya da
o ülkeler halkı, kuşluk vakti eğlenceye dalmışken, onlara zorlu-azabımızın
gelmeyeceğinden güvende miydiler?
(Veya)
Onlar, Allah'ın tuzağından güvende mi idiler? Allah'ın bir tuzak kurmasından,
hüsrana uğrayan bir topluluktan başkası (akılsızca) güvende olmaz. (Araf
Suresi, 96-99)
Akıl
ve vicdan sahibi bir insanın sorumluluğu, aklın, mantığın, vicdanın ve bilimin
gösterdiği doğrulara uymak ve her varlığı Allah'ın yarattığı gerçeğini kabul
etmektir. Kuşkusuz Yüce Rabbimiz'in insanların övgüsüne, teslimiyetine,
takdirine ve ibadetine ihtiyacı yoktur. İhtiyacı olan yalnızca insanın
kendisidir. Allah'a karşı büyüklenmek insana dünyada ve ahirette hüsrandan
başka bir şey getirmeyecektir. Allah'a teslim olmak ise, dünyada hayırlı ve
güzel bir yaşamın, ahirette ise bu dünya ile kıyaslanmayacak sonsuz ve büyük
nimetlere kavuşmanın bir vesilesidir. Ama hepsinin üzerinde, insana en büyük
mükafat Allah'ın rızası olacaktır.
Deccalin
yenilgisi ise sonsuza kadar devam edecektir. Darwinizm'in çöküşü bunun en
önemli göstergesidir. Önemli olan bundan sonra vicdanın gösterdiği yola uymak,
bir ömrü deccalin esiri olarak harcamamaktır. Eğer bir insanın aklı ve şuuru
yerindeyse, yapılması gereken budur.
Her
varlığın sahibi ve hakimi olan Allah bir ayetinde şöyle buyurur:
Azap size gelip çatmadan evvel, Rabbinize yönelip-dönün ve O'na teslim olun. Sonra size yardım edilmez. Rabbinizden, size indirilenin en güzeline uyun; siz hiç şuurunda değilken, azap apansız size gelip çatmadan evvel. (Zümer Suresi, 54-55)
Yorumlar
Yorum Gönder