2. Bölüm Darwinistler Sahtekarlıklarla Dünyayı Aldattılar 1/5
Bilimsel bir
teoriyi, örneğin Big Bang teorisini ele alalım. Bu teori, Einstein'ın görecelik
kuramından yola çıkılarak önce bir şüphe ve varsayım üzerine ortaya atılmıştı.
Bunun ardından söz konusu büyük patlamanın gerçekleştiğini göstermesi gereken
deliller aranmaya başlandı. Bu deliller gerçekten de vardı. Söz konusu
patlamayı doğrulayan artık radyasyon bulunmuş, evrenin izotopik özelliği (tüm
uzayın –270oC olduğu gerçeği) keşfedilmişti. Evrenin gitgide
genişlemekte olduğu da bilimsel olarak kanıtlanmıştı. Bu, söz konusu teoriyi
kanıtlayan bir başka önemli ve kesin delildi. Dolayısıyla Big Bang teorisi,
iddialarının tümü test edilmiş, doğrulanmış ve dolayısıyla kanıtlanmış bir
teori haline geldi.
Darwin'in evrim
teorisi de "varsayım" adı altında ortaya atılmıştı. (Aslında evrim
teorisinin ortaya atılış nedeni tamamen ideolojikti, fakat bilimsel bir teori
kisvesi altında insanlara tanıtılmıştı.) Bu teorinin geçerli sayılabilmesi için
de, tıpkı Big Bang gibi teorinin iddialarının kanıtlanması gerekiyordu. Bunun
için öncelikle hayali evrim mekanizmalarının evrimleşme sağlayıp sağlamadığına
bakılması lazımdı. 20. yüzyıl biliminin ilerlemesi, Darwin'in hayali evrim
mekanizması "doğal seleksiyon"un evrimleştirici hiçbir rolü
olmadığını ispat etmişti. Genetik bilimi ise, hayali bir evrim mekanizması olan
doğal seleksiyondan ümidini kesmiş ve buna karşılık mutasyonları bir evrim
mekanizması olarak göstermeye çalışmış olan yeni Darwinistleri hüsrana
uğratmıştı. Mutasyonların da evrimleştirici bir etkisinin olmadığının
anlaşılmasının ardından sıra Darwin'in ve Darwinistlerin en büyük beklentisi
olan fosil kayıtlarına gelmişti. Fosil kayıtlarının getirdiği sonuç ise
Darwinistler açısından gerçek anlamda büyük bir şoktu! Yıllarca aranmakta olan
hayali ara fosiller yeryüzünün hiçbir yerinde yoktu. Araştırmaların
derinleştirilmesi ise bu sonucu değiştirmedi. Şu ana kadar yapılan tüm
araştırmalar sonucunda tek bir ara fosil örneği bile bulunamadı.
Görmüyor musunuz; Allah, yedi göğü birbirleriyle bir uyum (mutabakat) içinde yaratmıştır? "Ve Ay'ı bunlar içinde bir nur kılmış, Güneş'i de (aydınlatıcı ve yakıcı) bir kandil yapmıştır." |
Bağlı oldukları
batıl dinden vazgeçmek istemeyen Darwinistlerin Darwinizm'e kanıt bulma
beklentisi, uzun yıllar devam etti. Ama beklenen hayali deliller hiçbir zaman
ortaya çıkmadı. Fakat buna rağmen Darwinist yalanlar sona ermedi, Darwinizm
yanlısı demagoji ısrarla devam ettirildi. İlginç olan, aradan 150 yıl geçmiş
olmasına, ele geçen tek bir delil bile bulunmamasına ve dahası fosil
kayıtlarının ve genetik biliminin ortaya çıkardığı sonuçların yaratılış
gerçeğini kanıtlamış olmasına rağmen, Darwinistlerin bu batıl dinin dimdik
ayakta kalabileceğini zannetmeleridir. Elbette bu onlar için büyük bir yanılgı
olmuştur. Aslında teorinin savunucuları da canlılık tarihinde bir evrim
yaşanmadığının farkındadırlar. Bunu sayısız bilimsel delil sonucunda açıkça
görmüşlerdir.
Bütün bunlara
rağmen evrim teorisi bir ideoloji ve savunucuları tarafından mutlaka ayakta
tutulması gereken batıl bir din olduğundan, Darwinistler sahte bilimsellik
rolünü devam ettirmeleri gerektiğine inanmaktadırlar. İşte Darwinistlerin bu
sahte dini ayakta tutmak için 150 yıldır sahtekarlıklara, spekülasyonlara ve
sayısız propaganda yöntemine başvurmalarının sebebi budur. Darwinistler kendi
batıl dinleri gereğince, insanlara teorilerinin sözde "doğru" olduğu
telkinini vermek için başka yol bulamazlar. Çünkü teorinin doğruluğuna dair tek
bir tane bile bilimsel delil yoktur. Bu nedenledir ki Darwinizm dinine göre
insanlara "bilimsel delil vardır" telkini vermeye çalışırlar.
Missouri
Üniversitesi'nden doktor Nicholas Comninellis, Creative Defense isimli kitabında bu büyük aldatmacanın ileriki
yıllarda düşeceği durumla ilgili şu sözlere yer vermiştir:
Felsefi olarak
evrim doğması bir rüyadır. Zerre kadar delili olmayan bir teoridir. Elli yıl
içinde okullardaki çocuklar oldukça popüler olmuş aldatmacaları okuyacaklar ve
bundan (evrim teorisinden) en saçma iddialardan biri olarak bahsedilecek. Pek
çoğu on dokuzuncu yüzyıl bilimi ile ilgili akılsızlıkları anlatarak alay edip
neşelenecekler.32
Comninellis'in
teşhisi doğrudur. Evrim teorisini, aldatmacaya dayanan bir iddia oluşturur ve
bu teorinin tarihi, sayısız sahtekarlık örnekleriyle doludur. Evrimin ortaya
attığı her iddia, her delil sahtekarlık ürünüdür. Bu sahtekarlıkların tümünün
gerçek mahiyeti, gerçek yüzü ortaya çıkmıştır. Fakat bunlar, Darwinizm dininin
taraftarları tarafından örtbas edilmeye veya insanlara unutturulmaya
çalışılmıştır. Ancak ne kadar çabalarlarsa çabalasınlar, Darwinist
propagandanın son derece çürük temellere dayanmakta olduğunu tüm dünya anlamaya
başlamıştır. Comninellis'in de belirttiği gibi gelecek kuşaklar, bu büyük
aldatmacanın dünya çapındaki etkisini, bu büyük yalanın dünyaca ünlü
profesörler ve bilim adamları tarafından savunulmuş olmasını şaşkınlık ve
hayretle karşılayacak ve bu büyük akılsızlıkla uzun yıllar alay edeceklerdir.
Deccal, böyle
batıl yöntemlerle insanları Allah'ın dininden uzaklaştırmaya çalışmıştır. Fakat
şu anda artık planları tepetaklak olmuştur. Onun kullandığı yöntem – yani
Darwinizm – bugün insanların, hatta çocukların dilinde alay konusu haline
gelmeye başlamıştır. Tüm dünya, yakın bir gelecekte Darwinizm safsatasını
utançla hatırlayacaktır. Kuşkusuz bu, Allah'a başkaldıranlara, Yüce Rabbimiz'in
bir tuzağı, bir karşılığıdır. Allah bir ayetinde şöyle bildirir:
Böylece işledikleri
kötülükleri kendilerine isabet etti ve alaya aldıkları şey, kendilerini
sarıp-kuşatıverdi. (Nahl Suresi, 34)
DİPNOTLAR
32. Nicholas Comninellis, Creative Defense, Evidence Against Evolution, Master Books, 2001, s. 254
Yorumlar
Yorum Gönder